" Karanlık bir tüneldeyim. Tünelin duvarları yüzlerden oluşmuş. Acı çeken, inleyen yüzler. Tünelin ucunda kırmızı bir ışık görüyorum. Bir yürek gibi atıyor. Ben bir Işıksız'ım Seri cinayetler, cinayetler serisi... Seri katil mi katiller serisi mi? Şeytan yeryüzüne indi mi yoksa hep burada mıydı?"
Aslında Grange ; romanların sonunu bağlayamamaktan dolayı , odunla dövülücek yazarlar listemdeydi. Kızıl Nehirler' e bayılmış ve bu kredi yüzünden diğer romanlarınıda okumuştum. Ama yazarda Taş Meclisi ve Kurtlar İmparatorluğunun finallerinde resmen bir saçmalama başgösterdi. Ulan yaz fazladan bir 40-50 sayfada romanı şöyle mantıklı bağla biz nasılsa o kadar okumuşuz o 50 sayfayımı okuyamayacağız.
Bu sefer Grange iyi roman ortaya çıkarmış. Kendi ezberinide bozmuş , klasik Grange kurgusundan farklı. Önceki kitaplarda 2 farklı hikaye , enteresan bir şekilde birleşiyordu. Bu romanda hikaye anlatımı tek boyutlu. Karakterler karizmatik . Sürüklenip gidiyorsunuz ve bir anda kitabı bitirmek istiyorsunuz.
Yazar dersinede iyi çalışmış, Katolik kilisesi, Satanizm, Şeytan kavramı, Deneysel ölüm , küçüklükte yaşanan travmalar gayet tatmin edici bir şekilde açıklanıyor.
10 üzerinden 7 diyorum .
Son olarak lütfen fransızlar bunun filmini çekmesin. Taş Meclisi ve Kurtlar İmparatorluğu filmlerini hatırlıyorumda ağlamak istiyorum.
Görüşmek üzere.