Burak Eldem , okumaktan keyif aldığım Türk yazarlarındandır. Kitaplarında kendi alternatif tarih tezlerini sunar. Zaten tarih dediğiniz nedirki? belkide egemen güçlerin ; ortodoks akademisyenlere yazdırdıkları , kendi güçlerini pekiştirmek için metinler. Sonuçta ne güzel öğretilmiş tarih bize, oluşturulmuş bir düzen var. mis gibi plazalarımızda, küçük hesaplar , zam ve terfi hayalleri içinde, kredi borçlarımızla, alıcağımız bir üst model arabanın hayalini kurarak, tavuk çiftliğindeki tavuklar gibi yaşayıp gidiyoruz. O kadar şartlanmışızki ; alternatif fikirleri çok saçma diye yerin dibine sokuyoruz. Acaba şu anki yaşadığımız hayat çokmu mantıklı. Yanı başımızda Bir Milyondan (rakamla 1.000.000) fazla insan resmen katlediliyor , birileride size insan haklarından ve hümanizmden bahsedebiliyor. Ortalık acaip , akla mantıka aykırı magazin programlarından, reality showlar dan geçilmiyor. Gelde egemen güçlerin kontrolüne inanma. Neyse yine konudan sapmaya başladım.
Burak Eldem'i ilk 2012 Marduk'la Randevu kitabıyla tanıdım. Oldukçada hoşuma gitti. Konuyla ilgili bir çok kaynağı toparlamış ve bize sentezini vermişti. Fikirleri ütopik bulabilirsiniz ama özellikle dinler tarihini bir başka açıdan bakmak için faydalı. Zecharia Sitchin'dende oldukça esinlenilmiş. Basındada Serdar Turgut ve Engin Ardınç'ın pasları sonucunda isabetli bir roman oldu.
Sonra Seni Tılsımlar Korur'u çıkarttı. Kitabı aldığım anda cafede 150 sayfasını bitirdim aynı günde kitap bitti. Çok sürükleyici bir kitaptı, alternatif tarihi bir macera olarak önümüze sürmüş. Bu kitapla ilgili ayrı bir yazı yazıcağım.
Bir başka eseri Fraternis'i okurken biraz zorlandım ama Ana tanrıça kültü, sybil geleneği ve nasıl bir ataerkil , barbarlık çağına sürüklendiğimize dair tezleri güzeldi. Yazarın bilgi birikimide kıskanılmıyor değildi. Ayrıca masonların oldukça nasırına basılıyordu.
Şimdi bu şekilde izlediğim bir yazarın son kitabının çıktığını haber alınca, koşarak kitapçıya gittim. Prensip olarak hiç bir Türk yazarının (nobel alanlar hariç) korsan kitablarını almadığımdan ; 26 ytl'yi bayılıp sorgusuz sualsiz aldım kitabı. O parayla ben 6-7 kitap alırdım. Cafe'ye oturdum birde kitabın bir nevi Seni Tılsımlar korur'un devamı niteliğinde olduğunu arka kapaktan okuyunca sevincim tavan yaptı. Ekzantrik yardımcı kahraman Deli Reşat'ı özlemiştim. Özellikle rakı sofralarını, tarihi eser kaçaklığındaki tutkusunu. Eser büyükdere de o kadar komplike olmasa iyi bir roman kahramanıydı.
Ama malesef cafede ; ilk romandaki gibi hemen 150 sayfayı okuyamadım. Bu roman okunmuyor. Hatta ilk 200 sayfa olmasada olurmuş roman. Hele birde kahramanın , eski kız arkadaşıyla cafeye buluşmaya gitmesi varki 50 sayfa. Yirmi gün oldu hala romanı bitiremedim. Sanki yazar kendi hayatını , gazeteciliğini, gençliğindeki travmalarını , yazdıkça yazmış. Bana cidden kendi yaşadıklarını anlatır gibi geldi , işin içinede kişisel duygular karışınca malesef romanda rotasından çıktı. Tipik bir hollywood filmlerindeki çok tutan bir filmin ardından 2. veya 3. sünün çekilmesi gibi. Oscar jürisi acaba olayın Rocky 5 'e kadar abartılacağını önceden bilseydi ilk rocky filmine oscar verirmiydi :-) Bence yazar bu seriyi bu romanla kapasın yeni maceralara yelken açsın.
Edebi bir eser okumak istesem başka kitaplar alırdım, sen ne güzel bilgileri anlıyacağımız dilden anlatıyordun Burak Eldem. Bu kitabı papyonlu amcaya havale ediyorum , alsın okusun eleştirsin. Verdiğim paramıda geri istiyorum. Resmen kazıklandım.
Sonuç olarak bu birikimli yazara bir şans daha tanımak istiyorum , bir sonraki kitabınıda sorgusuz sualsiz alıcağım kredisi var daha.
10 üzerinden 5 diyorum.
0 comments:
Yorum Gönder